
Toplumsal ahlakın olumsuz örneklerinin kahramanlaştırıldığı ve bu kahramanların karşıt değerlere katkısı üzerine kurgulanan bir ironi sergisi...
Gündelik hayatın içerisinde dozajı yükselen ve sınırları çizilemeyen kötülük imgelerinin her geçen gün daha da çok artığını ve medyada yer aldığını görmekteyiz. Bu yaşamsal hezeyanların nedeni olan olayların kahramanlarını, toplum belleğine yerleşmektedir. “buda oldu” dedirten bir kabullenmenin ardından gelen etik şok sonrası vicdan çınlamalarına maruz kalan insanların, vicdanında gelişen karşıt duyguların hassasiyeti anlamını bulamakta zorlanmaktadır. Karşıt tepki oluşumuna müsaade etmeyen ve duyarlık geliştirme sürecini alaşağı eden bir devinimle hareket eden bu kötülük kahramanları, doymak bilmeyen bir şeytani iştaha sahiptir.
Peki bu kahramanları var eden yapı, her şeyin en iyisini bildiğini savunan insanın, kendi doğası değil mi?.
Zorunlu karşıtlığın koşulu olan kötülük kahramanları ve onların varlık sebebi olan iyilik ve iyi ahlak (erdem) sahibi duyarlı insanları, aynı oyunun içinde gören bir yolculuk..
Yani iki tarafın insanları “arsızlar”…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder